Ceza yargılamasında kusur belirlemesi suçun manevi unsurudur. Kusur yoksa suç da oluşmaz. Ceza yargılamasında kusurun dereceleri kast, olası kast, bilinçli taksir, taksirdir. Bu kusur belirlemesi suçun oluşumunu, verilecek cezanını miktarını belirler. Bunlar arasındaki ayrımın doğru yapılmaması zaman zaman medyaya da yansıyan toplumun adalete olan güvenini sarsacak kararların oluşmasına neden olmaktadır. Ceza kanunlarında suçlar arasında güven sarsıcı farklar olmakla birlikte asıl olan ceza verici makamların tarafların kusurlarını doğru belirleyip kanunu ruhuna uygun olarak ceza vermesidir.Özellikle Olası Kast-Bilinçli taksir ayrımıAdil karar verme açısından önemlidir. Bu konuda yapılan yanlışlıklar toplum vicdanını sarsıcı sonuçlar doğurabilmektedir.
Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Taksirde hareket istenerek yapılsa bile netice istenmez. Bu nedenle her suç taksirle işlenemez. Sadece kanunda taksirli hali düzenlenmiş suçlar taksirle işlenebilir. Yaralama ve öldürme gibi. Bilinçli Taksir ise ‘ Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesidir’ . Bilinçli taksirvarsa taksirli suçun cezası arttırılarak verilir. Örneğin (A) Boş olduğunu sandığı silahını temizlerken tetiğe dokunmuş ve silahta bulunan mermi (B) ye isabet ederek onu yaralamışsa (A) neticeyi istememiş ve öngörememiş Taksirle yaralama suçundan sorumlu olur. Bilinçli Taksirde ise Fail neticeyi istememekte fakat öngörebilmekte , fakat ‘ Bir şey Olmaz’ mantığıyla hareket etmektedir. Örneğin Sirkte partnerinin kafasındaki elmaya bıçak saplama gösterisi gerçekleştiren kişinin attığı bıçak ( gerçek bıçak olduğunu kabul edersek ) elmaya değil, partnerine isabet ederse bilinçli taksirle öldürme suçu oluşur. Çünkü burada kişi neticeyi öngörmekte, ‘ Ustalığına güvenerek’ neticenin gerçekleşmeyeceğine inanmaktadır. Olası Kast ise Kast ile Bilinçli Taksir arasındadır. Olası kastta netice öngörülür ve göze alınır. Olası kastta fail hareketi yaparken Neticenin yüksek ihtimalle gerçekleşeceğini bilir, kabul eder ve göze alır.Örneğin (A) , ( B) Yi öldürmek için ateş eder fakat mermi (B) ‘nin çok yakınında duran ( C) ye isabet ederek onu öldürür. Burada (A) (C) yi Kasten öldürdü diyemeyiz aslında istememektedir Fakat merminin(C) ye gelme ihtimalini görmekte fakat önemsememektedir. ( C) yönünden Olası kastla adam öldürmekten cezalandırılır. Yani kasten adam öldürme suçundan biraz daha az ceza alır. Özellikle Maganda Kurşunu diye ifade edilen etrafa ateş açarak öldürmelerde ve bir kişiyi hedef alıp da onun yakınındakilerin ölmesi durumunda Kullanılan silahın cinsi, yapılan atış sayısı, maktülün bulunduğu yerin görülüp görülmediği, hedef alınarak ateş edildiğinde diğerlerinden birinin yaralanmasının kaçınılmaz olup olmadığı hususları Bilinçli taksir mi olası kast mı sorusunun cevabını oluşturur. Bu şekilde işlenen suçlarda Bilinçli taksirin kabul edilmesi hakedilenden çok az ceza verilmesine yol açmakta ve mağdur tarafın ve toplum vicdanının tatmini ve cezanın caydırıcılığı bakımından etkisiz kalmaktadır.
Yine Trafik Kazalarında Kırmızı ışıkta geçme sonucu suçun oluşması ve Alkollü araç kullanma durumunda suçun oluşmasında da İstinaf Mahkemeleri Alkollü Araç kullanmayı Bilinçli taksir olarak kabul etmektedirler. Durumun özelliğine göre Alkollü Araç kullanma ve Kırmızı Işıkta geçmenin olası kast olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi durum mağdurların çok ağır kayıplara uğramasına ve sanığın çok az cezayla kurtulmasına sebep olmaktadır.
Yine C.MK. 231. Maddedeki Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması 2 yıla kadar olan hapis cezalarında uygulanabilmektedir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına itirazlar
Yargı Çevresindeki Ağır Ceza Mahkemelerine yapılmakta onlar da bu kararları çok kısıtlı bir şekilde denetlemektedirler.En Başta da belirttiğimiz gibi önemli olan kanunların adil olmasından çok uygulayanların da adil ve cesurca , vicdani kanaatleriyle uygulayabilmeleri ve mahkeme kararlarının denetimden uzak olmamasıdır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararları İstinaf Denetimine bile açık değildir. Zaten birtakım olası kast sayılabilecek olaylar Bilinçli Taksir hatta çoğu zaman taksir kabul edilmekte, duruşmaya bile gelmeyen sanıklara iyi hal indirimi uygulanmakta, sanığı bile görmeden bir daha suç işlemeyeceği yolunda olumlu kanaat oluşarak cezalar 2 yılın altında kalmakta ve Hatta zarar giderme koşulu bile aranmadan Hükmün Açıklanması Geri Bırakılabilmektedir. Adalet için sadece bilgi yetmez, vicdan ve cesaretin de çok gerekli olduğunu düşünüyorum.
Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Taksirde hareket istenerek yapılsa bile netice istenmez. Bu nedenle her suç taksirle işlenemez. Sadece kanunda taksirli hali düzenlenmiş suçlar taksirle işlenebilir. Yaralama ve öldürme gibi. Bilinçli Taksir ise ‘ Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesidir’ . Bilinçli taksirvarsa taksirli suçun cezası arttırılarak verilir. Örneğin (A) Boş olduğunu sandığı silahını temizlerken tetiğe dokunmuş ve silahta bulunan mermi (B) ye isabet ederek onu yaralamışsa (A) neticeyi istememiş ve öngörememiş Taksirle yaralama suçundan sorumlu olur. Bilinçli Taksirde ise Fail neticeyi istememekte fakat öngörebilmekte , fakat ‘ Bir şey Olmaz’ mantığıyla hareket etmektedir. Örneğin Sirkte partnerinin kafasındaki elmaya bıçak saplama gösterisi gerçekleştiren kişinin attığı bıçak ( gerçek bıçak olduğunu kabul edersek ) elmaya değil, partnerine isabet ederse bilinçli taksirle öldürme suçu oluşur. Çünkü burada kişi neticeyi öngörmekte, ‘ Ustalığına güvenerek’ neticenin gerçekleşmeyeceğine inanmaktadır. Olası Kast ise Kast ile Bilinçli Taksir arasındadır. Olası kastta netice öngörülür ve göze alınır. Olası kastta fail hareketi yaparken Neticenin yüksek ihtimalle gerçekleşeceğini bilir, kabul eder ve göze alır.Örneğin (A) , ( B) Yi öldürmek için ateş eder fakat mermi (B) ‘nin çok yakınında duran ( C) ye isabet ederek onu öldürür. Burada (A) (C) yi Kasten öldürdü diyemeyiz aslında istememektedir Fakat merminin(C) ye gelme ihtimalini görmekte fakat önemsememektedir. ( C) yönünden Olası kastla adam öldürmekten cezalandırılır. Yani kasten adam öldürme suçundan biraz daha az ceza alır. Özellikle Maganda Kurşunu diye ifade edilen etrafa ateş açarak öldürmelerde ve bir kişiyi hedef alıp da onun yakınındakilerin ölmesi durumunda Kullanılan silahın cinsi, yapılan atış sayısı, maktülün bulunduğu yerin görülüp görülmediği, hedef alınarak ateş edildiğinde diğerlerinden birinin yaralanmasının kaçınılmaz olup olmadığı hususları Bilinçli taksir mi olası kast mı sorusunun cevabını oluşturur. Bu şekilde işlenen suçlarda Bilinçli taksirin kabul edilmesi hakedilenden çok az ceza verilmesine yol açmakta ve mağdur tarafın ve toplum vicdanının tatmini ve cezanın caydırıcılığı bakımından etkisiz kalmaktadır.
Yine Trafik Kazalarında Kırmızı ışıkta geçme sonucu suçun oluşması ve Alkollü araç kullanma durumunda suçun oluşmasında da İstinaf Mahkemeleri Alkollü Araç kullanmayı Bilinçli taksir olarak kabul etmektedirler. Durumun özelliğine göre Alkollü Araç kullanma ve Kırmızı Işıkta geçmenin olası kast olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi durum mağdurların çok ağır kayıplara uğramasına ve sanığın çok az cezayla kurtulmasına sebep olmaktadır.
Yine C.MK. 231. Maddedeki Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması 2 yıla kadar olan hapis cezalarında uygulanabilmektedir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına itirazlar
Yargı Çevresindeki Ağır Ceza Mahkemelerine yapılmakta onlar da bu kararları çok kısıtlı bir şekilde denetlemektedirler.En Başta da belirttiğimiz gibi önemli olan kanunların adil olmasından çok uygulayanların da adil ve cesurca , vicdani kanaatleriyle uygulayabilmeleri ve mahkeme kararlarının denetimden uzak olmamasıdır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararları İstinaf Denetimine bile açık değildir. Zaten birtakım olası kast sayılabilecek olaylar Bilinçli Taksir hatta çoğu zaman taksir kabul edilmekte, duruşmaya bile gelmeyen sanıklara iyi hal indirimi uygulanmakta, sanığı bile görmeden bir daha suç işlemeyeceği yolunda olumlu kanaat oluşarak cezalar 2 yılın altında kalmakta ve Hatta zarar giderme koşulu bile aranmadan Hükmün Açıklanması Geri Bırakılabilmektedir. Adalet için sadece bilgi yetmez, vicdan ve cesaretin de çok gerekli olduğunu düşünüyorum.
YORUMLAR