Veysi Zeren bu ülkeye sevdalı, çılgın bir iş insanıdır. 30 yıldırİzmir’den 68 ülkeye debriyaj rulmanı ve motor teknolojileri ihracatı yapıyor. Hem de dünyanın en büyük otomobil üreticilerine. Bunların başında da Mercedes gelir. Fırat Üniversitesinde mühendislik okurken onun namını, girişimciliğini duymayan kalmamıştı. Benim de yakın arkadaşımdır.
Sesiz sedasız çalışır. Ülke, ülke fuar -fuar dolaşır. Dün sosyal medya hesabından bir çığlığını duydum. Aynen şunalar yazıyordu. “Sayın Cumhurbaşkanım; Ülkemizin 40 Milyon dolarının Amerikalı firmaya verilmesine mani olmanızı istirham ediyorum. Sizden 5 dakikalık bir görüşme istiyorum”
Veysi Zeren’ni bu isyana sürekleysen neydi. Merak ettim. Belgelere, ilişkilere, baktıkça şok üstüne şok yaşadım.
Efendim olay şudur.
Uçak durdurucu sistemlerinin üretimi için YDS ZEREN Yakındoğu Otomotiv Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. Önlüğünde TRGÜÇ adıyla 12 büyük firma birleşir. Firmaların çoğunun 35 yılla yakın üretim tecrübesi, teknolojik altyapı bulunuyor.
Bu grup uçak durdurucu sistemlerinin farklı versiyonlarını Türk Hava Kuvvetleri başta olmak üzere Endonezya, Malezya, Suudi Arabistan, Pakistan ve Mısır’a satacak kadar da tecrübeye sahiptir.
Ülkemizin bu milli girişim grubu, uçak durdurucu sistemlerinin sertifikasyonu ve üretimini yaparak yeni bir ihracat kalemi olarak dünyaya açılmayı amaçlıyor. Zaten bunun için onlarca referansları, bağlantıları, ihracatları, üretim kapasiteleri de vardır.
Ülkemizin artık Uçak durdurucu sistemlerini milyon dolarlar ödeyerek dışardan almasına da gerek yoktur. Çünkü Türk firmaları bu sistemi yabancılara oranla en az %30-40 dahaucuza mal edebiliyorlar.
Şunu da açıkça yazmalıyım, Uçak durdurucu sistemler için Dünya’da sadece üç üreticisi vardır. Amerikan ESCO, İsveçli SCAMA ve YDS ZEREN Yakındoğu Otomotiv – Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti.
Yerli milli firmalarımız hazırlıklarını tamamlayıp Türk Hava Kuvvetleri’nin Uçak durdurucu sistemlerinin (UDS Tedarik Projesi) işine talip olurlar.
Başka yabancı şirketlerde lobi güçlerini kullanarak bu büyük projede yer alma yarışına girerler. Açılan ihaleye İsveçliler giremez. Amerika firmasının yerel temsilcisi girer. Onların buna dair gerekli sertifikaları ve referansları yoktur. Dosyalarında Amerikan hava kuvvetlerinden aldıkları bir beyan mektubu vardır. İddiaya göre o belgenin de karşılığı tartışmalıdır.
Sonuç olarak; MIL-STD-3036 testi denilen uygulamadan geçmedikleri halde ihaleyi Amerikalılar alır. Bu firmanın Amerika’da yasaklılar listesinde olduğu uçak durdurucu sistemlerinin ABD’den temin edemeyeceğinin kanıtlanmasına rağmen.
İhale şartnamesinde yer alan %40 yerlilik koşulunu (yani yerli, milli üretim yapılması) şartını Amerikalar yapamaz. Çünkü o sertifikasyonlara, üretim, teknolojik altyapıya sahip firmaların tamamı zaten TRGÜÇ çatısı altında toplanmışlar.
Asıl kafa karıştırıcı olaya gelelim;
Yakındoğu Otomotiv Ltd. Şti. 24.000.000 milyon dolar, Amerikan Temsilcisi firma 40.000.000 milyon dolar teklif veriyor. Türklerin teklifi Amerika şirketinden 16 milyon dolar daha ucuzdur.
Sanırım ortada “biz bu işi başaramayız. Sınıfta kalırız” kuşkuculuğu var. Bunu Veysi Zeren’e sordum. Aynen şu yanıtı aldım “Türkiye’miz kendi uçaklarını üretebilecek teknolojik alt yapısına sahip iken uçak durdurucu sistemi üretemeyeceğinin düşünülmesi akılcı değildir. Teknik nedenler yerine biz Amerikan sistemlerini istiyoruz ve bunlar stratejik sistemlerdir. Amerika’dan alınsa daha iyi olur argümanı anlamsızdır ve özgüven eksikliğidir. Bu olaya sadece ekonomik gerekçelerle bakamayız. Böyle baksak bile Türkiye’nin ekonomik kaybı en az 20 Milyon dolar, yıllık ihracat kaybı da 20 ile 50 milyon dolar arasında olacaktır. “
İhale komisyonun Amerika ısrarının nedenlerini bilmiyorum.
Ama bildiğim ve güvendiğim biri var. Veysi Zeren ‘ninçağrısıyla bir araya gelen Türk firmalar bu işi anlının akıyla ve gururla başarırlardı. Yine de geç kalınmış değil. Yazım sayın Cumhurbaşkanımıza ulaşırsa çok şeyin değişeceğine inanıyorum.
YORUMLAR